Çıkamadım henüz.
Herkes gitti.
Bazen herkes gidiyor.
Necmi Dayan perdeler şiirinde söylüyor..
"gitmek
bir girdabın dönüşlerine kapılıpda gitmek
küçük bir kıymık parçası gibi
gitmek
uğurlanmasızlıklar içinde
yürek zarımızı soyarak
ki sizlere bırakıpda gitmek
gitmek
sessizce durgun duran sahillerden
isimsiz bir sandalla kurşuni renkler karmaşasında
gitmek
komposizyonsuzluklar içinde
bomboş sayfaları loş odalara sunupda gitmek
gitmek
saksıları küpe çiçeklerini lavantaları kurutupda gitmek "
Tabii Dayan,
İnsanların iş çıkışı evlerine gitmelerinden bahsetmiyor.
Gitmekten bahsediyor.
Başlı başına gitmekten.
Doktor Az Ömür aradı.
Görüşelim dedi.
Atlatmak için kırk dereden su getirdim.
O 41. dereyi buldu.
Adı Az ama..
Ne diyeyim..
Birazdan buraya gelecekmiş.
Beraber yürürüz dedi.
Bütün yürüyüş adımlarım dolu dedim.
Yürüyemem seninle.
Gözleri dolar adımlarımın, kusura bakma.
Hiç de bozulmuyor.
Tamam dedi.
O zaman otururuz biraz.
Çocuklarına ders aldırmak istiyormuş.
Takmış günaydınlara.
Sabah uyandıklarında "günaydın" desinler diyor.
Bana uzun uzun "günaydın" desinler.
Bütün derdimiz bitti Az Ömür'ün çocuklarının günaydınları kaldı.
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz ya..
Günaydın duymak için bile insanlar eğitim ihtiyacı duyuyor.