Sidharta, Hindistan'da toplumsal kast sisteminde en tepede yer alan sınıfa ait bir Brahman'ın oğludur. Ama mutlu değildir.
Her şeyi vardır fakat bir türlü tatmin olamaz.
Düzenli bir işi, evi, eşi ya da sevgilisi ve sağlıklı çocukları olmasına rağmen bir türlü tatmin olamayan, heyecanı farklı bedenlerde arayan pek çok insan gibi.
Sidharta sahip olduğu her şeyi bırakıp, gerçek mutluluğu aramak için yollara düşer. Hatta bu uğurda tüm egosunu ve korkularını yok etmek için kast sisteminin en altındaki berduşlar gibi yaşamaya başlar.
Kaybedeceği bir şey olmadığında artık korkacak bir sebebi de kalmayacaktır.
Günün birinde Kamala adlı bir kadınla tanışır. Kamala kadınlığının doruğundadır.
Onunla birlikte olmak isteyen pek çok erkek ona para ya da değerli şeyler sunmak zorundadır.
Sidharta ise bedeninden ve üzerindeki bez parçalarından başka malı, işi, parası olmayan biridir artık.
Kamala'yı öpmek ister.
Genç kadını elde edebilmek için sadece içinden geldiği gibi muhteşem bir şiir yazıp ona hediye eder. Genç kadın şiiri çok beğenerek Sidharta ile öpüşür. O dudakların tadı çok lezzetlidir ve Sidharta'nın aklında kalır.
Fakat artık bir kez kadınıyla öpüşüp bunun tadını alan genç adam yeniden insani özelliklerine geri döner. Çalışmaya başlar. Sıfırdan başarı elde eder. Bir süre sonra artık iyi para kazanan, çok şık kıyafetler, pahalı ayakkabılar giyen, hatta kumar oynayan biri haline gelmiştir. Gün geçtikçe hayattan aldığı tatmin azalmaya başlamıştır. Daha iyi kıyafetler, ayakkabılar giyebilmek, daha fazla kadınla birlikte olabilmek için para kazanmak, para için köle gibi çalışmak zorundadır artık. Ve ruhu bir gün buna da isyan eder.